Ulusal

Bakan Göktaş: “Koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayımız 10 bin 84’e ulaştı”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş,  koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısının 10 bin 84’e ulaştığını bildirdi.

Bakan Göktaş, aile odaklı hizmet modelleri kapsamında uygulanan koruyucu aile sisteminde gelinen son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Göktaş, koruyucu aile hizmet modelinin çeşitli nedenlerle biyolojik ailesi yanında bakımları sağlanamayan çocukların aile ortamlarında eğitim, bakım ve yetiştirilmesine yönelik aile odaklı bir hizmet modeli olduğunu söyledi.

Bakan Göktaş, koruyucu aile hizmet modeli ile Bakanlık tarafından belirlenen güvenli ve destekleyici bir aile ortamında çocukların gelişimine katkı sağlandığını kaydetti.

8 bin 140 koruyucu aile bulunuyor

Koruyucu aile hizmet modelinin, biyolojik ailelerinin yanında bakımı sağlanamayan çocuklar için bir umut kaynağı olduğunu ifade eden Bakan Göktaş, şunları söyledi:

“Koruyucu ailelerimiz çocuklarımıza sadece bir yuva sunmakla kalmıyor, aynı zamanda onların hayallerini ve umutlarını yeşertiyor. Koruyucu aile hizmet modelimiz kapsamında 2002 yılında 500 ailemizin yanında 515 çocuğumuzun bakımı sağlanırken, bugün 8 bin 140 koruyucu ailemizin yanında bakımı sağlanan çocuk sayımız 10 bin 84’e ulaştı.”

Çocukların gelişimleri takip ediliyor

“Sosyal hizmet anlayışımız gereği bütün çocuklarımız için aynı şartları oluşturmaya çalışıyoruz” diyen Bakan Göktaş, “Koruyucu aile yanına yerleştirildikten sonra çocuklarımızı ilk bir yılda her ay, ikinci yıldan itibaren de 3 ayda bir yerinde ziyaretler yaparak izliyoruz. İzlemelerde çocuklarımızın psikososyal gelişimlerini ve eğitime devam durumlarını değerlendiriyoruz” ifadelerini kullandı.

 “Çocukları yetiştirme sorumluluğu, devlet ile koruyucu aileler arasında paylaşılıyor”

Aileleri, üstlendikleri bu özel sorumluluktan ötürü maddi olarak da yalnız bırakmadıklarını ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamaları amacıyla ekonomik olarak desteklediklerini ifade eden Bakan Göktaş, “Koruyucu ailelere sigorta ödemeleriyle birlikte aylık ortalama 8 bin 895 lirayı bulan miktarda destek sağlıyoruz. Engel durumu olan çocuğa bakan koruyucu ailelere de engel durumundan dolayı bakım desteği sağlıyoruz. Böylece çocukları yetiştirme sorumluluğu, devlet ile koruyucu aileler arasında paylaşılıyor” dedi.

“Koruma altındaki çocuklarımıza sıcak bir yuva sunmaya devam edeceğiz”

Koruyucu ailelerin ve hizmetten yararlandırılan çocukların karşılaştıkları sorunları gidermek için çeşitli çalıştaylar ve toplantılar gerçekleştirdiklerini ifade eden Bakan Göktaş, “Koruyucu aile hizmet modelimizin kalitesini artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu kapsamda Ocak Ayında “Çocuk Koruma Temelli Koruyucu Aile Çalıştayı”mızın ikincisini gerçekleştirdik. Bu çalıştaydan elde ettiğimiz çıktıları hayata geçirmeye başladık. Birçok ilimizde tematik toplantılar ile koruyucu aile hizmetinden yararlanan ergenlik dönemindeki ve yabancı uyruklu çocuklarımız başta olmak üzere tüm çocuklarımız için hizmetimizi güçlendiriyoruz” dedi.

Bakan Göktaş, son olarak “Geçici Koruyucu Aile Çalıştayı” düzenlediklerini belirterek, “Geçici koruyucu aile modelinin faaliyete geçmesi ile ülkemizde koruyucu aile hizmetinin kapsamını daha da genişleterek bakım ve korunma altındaki çocuklarımıza sıcak bir yuva sunmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Azerbaycan’da örnek uygulama olarak görülüyor

Öte yandan, koruyucu aile hizmet modelinin Azerbaycan’da da örnek alındığını ve ülkeye adapte edilmek üzere çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden Bakan Göktaş, alanda görev yapan uzmanların Azerbaycan’da koruyucu aile hizmetinin oluşturulmasında yardımcı olduklarının bilgisini verdi.

AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI

İlgili Haberler

SENİ ALIRSA FIRTINA, TURNELER İÇİN BAVULUNU TOPLADI

Balıkesir Habercisi

Antalya’da yaşayan 5,5 yaşındaki Fatma Nur Yolaldı, tıp dünyasında son derece nadir görülen bir durumla dünyaya geldi. Kalbi göğüs boşluğunda normal pozisyondan farklı olarak yatay şekilde konumlanmıştı. Bu durum, literatürde “Topsy-Turvy sendromu” olarak bilinen ve dünyada sadece birkaç vakada rastlanan bir anomalidir. Fatma Nur’un yatay kalbi, zamanla akciğeri besleyen ana damara baskı yapmaya başladı. Bu baskı sonucunda küçük kızın sol akciğeri tamamen iflas etti. Nefes darlığı, morarma ve ciddi sağlık problemleriyle mücadele eden Fatma Nur’un yaşaması ancak çok riskli bir ameliyatla mümkün olabilirdi. Ancak bu operasyonun riskleri o kadar yüksekti ki, uzun süre hiçbir merkez ameliyatı üstlenmeye cesaret edemedi. Ailenin umutları tükenmeye başlamışken devreye İstanbul’daki bir özel hastanede görev yapan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Afksendiyos Kalangos ile Göğüs Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Yılmaz Zorman girdi. Ekip, Türkiye’de ilk kez uygulanacak olan, son derece karmaşık bu ameliyatı gerçekleştirmeye karar verdi. Operasyon sırasında Fatma Nur’un vücut ısısı 20 dereceye kadar düşürüldü. Kalbin baskı yaptığı akciğer damarları özel cerrahi tekniklerle serbestleştirildi. En kritik kısımda ise kadavradan alınan 11 santimlik bir damar grefti kullanılarak, tıkanan damar yenilendi. Bu sayede kalbin akciğere yaptığı baskı ortadan kaldırıldı. Ameliyat tam 6 saat sürdü. Operasyon sonrası yoğun bakım süreci dikkatle yönetildi ve Fatma Nur, kısa sürede hayata yeniden tutundu. Bu başarılı müdahale, hem Türkiye tıbbı açısından bir ilk oldu hem de dünya literatürüne önemli bir vaka olarak geçti. Çünkü Fatma Nur, Topsy-Turvy sendromuyla doğup bu tür bir ameliyattan sonra sağ kalan dünyadaki ikinci vaka olarak kayıtlara geçti. Fatma Nur’un ailesi, uzun süredir umutla bekledikleri bu gelişmenin ardından gözyaşlarını tutamazken, doktorlar bu başarının benzer vakalar için umut verici olduğunu belirtti.

Balıkesir Habercisi

“Gönül Elçileri” projesi dünya sahnesine çıkıyor

Balıkesir Habercisi

Yorum Yap

Bu web sitesi, deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır. Bu konuda sorun yaşamayacağınızı varsayıyoruz, ancak dilerseniz devre dışı bırabilirsiniz. Kabul Et Devamını Oku

Privacy & Cookies Policy